Bazen, mevcut müşterilerin vaat ettiği ve sağladığı büyük pazarların ve büyük kar marjlarının peşinde koşmanın doğru olmayabileceği zamanlar gelebiliyor. Yani daha düşük kar marjlı, daha düşük performanslı, daha küçük pazarların hedeflenmesi gereken anlardır bunlar. Bu pazara dönük ürünler gün gelecek, bu şirketi zirvede tutacak işlevselliğe, kar marjına ve pazarlara ulaşacak.
Yenilikçi çabaları yönetebilmek için, gerekli inovasyon prensiplerini anlamak ve kullanmaya çalışmak gerekiyor.
Yeni bir ürün için pek çok şeyin ötesinde (örneğin üretim ve lojistik), "Pazarlama, Yatırım ve Yönetim" süreçlerini kapsayan inovasyonlara gitmek gerekiyor. Daha iyi planlama yapmak, daha çok çalışmak, mevcut müşterilerin beklentilerine daha açık olmak, daha uzun vadeli perspektifler koymak işe yaramıyor.
Tek bir kurum, ana akım pazarlarda rekabetçiliğini korurken, kendinden önceki teknolojilerin (trendlerin, yaklaşımların, vs.) yerini hızlı bir şekilde alan teknolojiyi ehil bir şekilde takip etmekte aciz kalıyor. Bunu kabul etmek, "her şeyi yapmaya muktedir" yöneticileri mutlaka ki rahatsız edecektir. Yöneticiler genelde, fark etseler dahi ana akımda rekabetçiliklerini sürdürmek istedikleri için, genelde yıkıcı teknolojiyi izlemekle yetinirler. Ancak bu gibi çabalar nadiren başarıya ulaşır.
Sıkıntı şu ki, yeni ürün (bu bazen aynı şirketin yaratacağı aynı sektörde yeni bir marka da olabilir), köklü ve sektörünün lideri bir şirketin saldırgan bir biçimde yatırım yapmak isteyeceği rasyonel bir finansal karar olmayacaktır.
Şirketin mevcut yönetim kadrosu, şirketin muazzam kaynaklarını bu yeni ürüne ayırmak istemeyecektir, çünkü mevcut müşterileri bu yatırımdan tatmin olmayacak ya da ilgilenmeyecektir. Bu nedenle bir fikri, ta ki müşteri isteyene kadar uygulamaya koymazlar. Hatta genelde yeni ürünleri kendi mevcut pazarlarının içine itmeye çalışırlar; yeni bir pazar arayışına girmezler.
Münferit yöneticiler ise işe yarar bir strateji peşinde bir dizi deneme ve yanılmadan sonra hayatta kalma lüksüne sahip olmayacaktır. Çoğu kurumda yöneticiler başarısız olma şansına sahip olmadıklarını düşünür. Sicillerine bir leke oluşturmak ve yükselmelerinin önüne geçmek istemezler.
Halbuki başarısızlık, yeni bir ürünün yeni bir Pazar yaratması için yaşanması gereken süreçlerden biridir. Büyük kurumların bu süreçlere tahammülü yoktur ve yapıları da buna müsaade etmez.
Günün sonunda en yüksek performansa sahip şirketler, mevcut müşterilerinin istemediği fikirleri elemek üzere en iyi sistemi kurmuş olan şirketlerdir.
Gelecekteki başarısızlığın temeli şirketin geninde yer almaktadır.
Comments